• Geleğimiz olan çocuklarımız ile tatlı bir başlangıç için...

Psikolog Köşesi

Anasayfa Psikolog Köşesi

Psikolog Köşesi

ADIM ADIM OKULA BAŞLAMA…

Çocuğun anlayacağı sadelikte konuşun.

Çocuğunuzun dünyasında henüz ‘kreş’ fikri şekillenmemiştir. Duyduğu her yeni sözcük gibi ‘kreş’ kelimesi de fazla bir anlam taşımamaktadır. Çocuğun zihninde ‘kreş’ kelimesi, ‘anne-babadan ya da bakıcıdan ayrılma’ yerine, ’ eğlence, oyun ve yeni şeyler öğrenme, yeni arkadaşlar tanıma’ olarak şekillenmelidir. 

Kreş hakkında ön bilgi de verebilirsiniz; ancak çocuğun ilgisi doğrultusunda abartılmış doğru olmayan bilgi vermek, çocuğun kreşe başladıktan sonra hayal kırıklığına uğramasına sebep olacağından, kaçınılmalıdır. 

Çocuğunuza artık okula başlayacak kadar büyüdüğünü söyleyin.

Bilgilendirmenin yanı sıra çocuğu anaokuluna motive etmek de önemlidir. Çocuğun artık yeni bilgiler öğrenebilecek kadar büyüdüğünü, artık yaşıtları gibi kreşe gitmeyi hak ettiğini söyleyin. Çocuk kreşi “gönderilen bir yer” değil de “gitmeyi hak edilen bir yer” olarak görsün.  Kreşin sadece çocukların olduğu bir yer olduğu, anne babalar nasıl işe gidiyorsa, çocukların da kreşe gittiği söylenmelidir.

 

Aşamalı olarak kreşe alıştırın. Kreşin ilk günü çocuğunuzun keyif alacağına inandığınız bir etkinliğe katılmasını sağlayın. Sınıf öğretmeni ile görüşüp, kreşe başlamak için hangi etkinlik saatinin(resim, serbest oyun,kitap okuma…vb.) uygun olacağını kararlaştırın. İlk gün sadece bir etkinliğe; 2. gün, iki etkinliğe; 3. gün, kahvaltıdan öğle yemeğine;4. gün, kahvaltıdan öğle uykusundan sonraya;5. gün, kahvaltıdan ikindi kahvaltısının sonuna kadar kreşte kalmasını sağlayın. “Aşamalı alıştırma”, her yaş grubu için geçerli bir uygulamadır. Çocuğun kreşe alışması ortalama olarak bir ay sürmektedir.

 Onu alacağınız zamanı doğru olarak söyleyin. Çocuğun ilk kreş tecrübesinin hayal kırıklığı ile sonuçlanmaması için, çocuğunuza karşı kararlı ve dürüst olun. Onu kreşten alacağınız zamanı onun anlayacağı şekilde açıklayın (uyumadan  ya da uykudan sonraki kahvaltıyı yapınca seni alacağım…vb).

Çocuğun kreşe gitmesi konusunda tüm aile bireyleri hemfikir olmalıdır. Çocuğun kreşe gitmeyi reddetmesi durumunda anneanne ve babaannenin çocuğa bakması sağlanıyorsa; çocuk kreşe gitmek istemediğinde nasıl olsa birinin ona bakacağını düşünür. Eğer yaptığı bu hareketi bir kere pekiştirseniz, bu ona güç verir ve kreşe gitmek istemediğinde bu taktiği kullanır. 

Çocuğunuz kreşi canı istemediği zaman gitmeyeceği bir yer olarak görmesin!  Eğer çocuğunuz türlü bahanelerle (herhangi bir yerin ağrıması, midesinin bulanması..vb) kreşe gitmek istemiyorsa ona başka seçenek sunmayın. Kreşe gitmesi konusunda kararlı oluğunuzu ona belli edin.

Çocuğunuzu herhangi bir sebepten dolayı kreşe göndermiyorsanız, kreşe her gün gitmesi gerektiği, ancak o gün kreşin “tatil” olduğu, bu yüzden anneannede/babaannede kalması gerektiğini söyleyin. (Bazen tatlı yalanlar hayat kurtarır!

Ayrılık süresini kısa tutun. Çocuğunuzu kreşe getirdiğinizde, onu alacağınız zamanı doğru olarak söyleyin ve kararlı bir şekilde artık işe gitmenizin gerektiğini söyleyin. Onu sarılıp öpün ancak, vedalaşma süresini asla uzatmayın. Sizin için de biraz zor olsa da, çocuğunuzu kreş görevlisine teslim ettikten sonra elinizi sallayıp arkanıza bakmadan yolunuza devam edin. Çocuğunuz, bu konudaki kararlılığınızı öğrensin…

 

Kreş kuralları hakkında bilgilenmesini sağlayın.  Bazı çocuklar, kreşin birçok kuralların olduğu, sıkıcı bir yer olduğunuz düşünürler. Evinde, belki de oyuncağını hiç kimse ile paylaşmamış bir çocuk için kreş çok çetindir (özellikle benmerkezciliğin görüldüğü 2-3 yaş döneminde)! Paylaşmak, sınıf kurallarından bir tanesidir. Sınıf kurallarını öğretmenlerden öğrenip, siz de çocuğunuzun bu kurallara uymasını destekleyiniz. Bu kurallara neden uymamız gerektiğini siz de anlayacağı bir dille açıklayın.

 

Psikolog Köşesi